Tarih: Aralık 08, 2020

Depresyon Ve Beslenme

DEPRESYON VE BESLENME

Majör Depresif Bozukluk, ya da hepimizin bildiği adıyla depresyon tıbben tanımlanan tedavi edilebilen ruhsal bir hastalıktır.

Depresyon fiziksel ve duygusal belirtileri olan, bireyin yaşam kalitesini, tüm alanlarda etkileyebilen bir süreçtir. Birçok belirtisi arasında isteksizlik, yorgunluk hissi ve iştah değişiklikleri de yer almaktadır. İşte bu noktada da beslenme boyutu önem kazanmaktadır.

Literatürü taradığımızda beslenme ve depresyon ilişkisi üzerine bir çok klinik ya da derleme araştırmanın olduğunu görüyoruz. Depresyon ilaç ve psikoterapi ile tedavi edilebilen bir hastalıktır ancak bu süreçte kişinin beslenme programının kişiye özgü, semptomlara yönelik düzenlenmesi de süreci desteklediği tüm dünyada kabul görmektedir.

Kanada, Duygu Durum (MOOD)  ve Anksiyete Tedavisi (CANMAT) için yayınladığı Klinik Kılavuzlarda hafif ve orta dereceli depresyon tedavisinde omega 3 ve triptofan alımını önermektedir.* Bunun sebebi muhtemelen çeşitli beslenme modellerinin depresyon üzerine etkilerinin değerlendirildiği birçok araştırmada balık tüketiminin yüksek olduğu gruplarda, işlenmiş gıdaları az tüketen gruplarda depresyon skorunun azalmasıdır.

 

 

Depresyon tanısı olan bir birey için beslenme programı belirlenirken genel olarak deniz ürünlerine, taze sebze ve meyve tüketiminin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri karşılayacak şekilde olmasına, işlenmiş besinlerin diyette yer almamasına yada azaltılmasına özen gösterilmelidir. Esansiyel bir aminoasit olan triptofan, yumurta, süt, yoğurt peynir, balık, beyaz et gibi besinlerden sağlanır. Depresyon üzerine olumlu etkileri uzun zamandır kabul görmektedir. Beslenme planı oluşturulurken bu genel ilkelere ek olarak bireyin özelinde düzenlemeler de yapılmalıdır.

Bireyin iştahına olan etkisi dikkate alınarak kilo kontrolünü destekleyecek şekilde müdahale etmek gerekir. İştahta artış var ise tüketilen besinlerin enerji içeriği planlanmalı; yeme ataklarına yönelik çözümler oluşturulmalıdır. İştahı olmayan bireylerde yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak miktarların tüketilmesini sağlayacak şekilde öğün sayısı artırılabilir. Küçük hacimli besin değeri yüksek besinlere günlük programda yer verilir.

Yorgunluk, uykusuzluk gibi semptomları var ise vitamin ve mineraller ve doğal besinlerle sürecin yönetilmesine destek olunmalıdır. İsteksizlik, keyif alamama sıklıkla karşılaşılan semptomlar arasında yer almaktadır. Bu durumda kişinin beslenme için de isteksiz olabileceği dikkate alınmalıdır. Böyle bir durumda besin hazırlama, sunum yada beslenme zamanını keyifli hale getirebilecek çözümler üzerinde durulmalıdır.

 

 

Nörolojik bir durum olan depresyon/anksiyete de birçok sebeple ortaya çıkabilmektedir. Tek sebep olmamakla birlikte beslenme de ortaya çıkışında etkili olabilmektedir.  Koruyucu - önleyici tedbirlerden biri olarak kişinin yaşamın başından itibaren yeterli ve dengeli beslenmelidir. Hayvansal protein ve vücutta bağışıklık sistemini desteklemek de dahil bir çok olumlu etkisi olan hayvansal kaynaklı omega 3 yağ asitleri acısında zengin balık beslenme de kesiklikle sıklıkla yer almalıdır. Doğru pişirme şekli ve çeşitlendirerek tüketmek sağladığı faydayı artıracaktır. Bitkisel omega 3 kaynağı olan semizotu, ceviz, çörek otu ya da chia tohumu gibi yağlı tohumlar da beslenme programında yer almalıdır.

Kişilerin tam tahılları, kuru baklagilleri yeterli miktarlarda ve sıklıkta tüketmeleri de yeterli ve dengeli beslenme açısından oldukça önemlidir. Modern hayatın bir etkisi olarak fast-food ve paketlenmiş gıdalar oldukça tercih edilir oldu. Ancak işlenmiş gıdalar içerdikleri koruyucular, yüksek sodyum içerikleri, yoğun enerji içerikleri ile sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Bu tür besinleri tüketmemeye odaklanmalı çok seyrek tükettiğimiz durumlarda ise bir sonraki öğünü mutlaka besin değeri yüksek kaliteli besinlerden oluşturmalıyız.

Söylemeden geçmememiz gereken bir diğer önemli nokta da yeterli su tüketimidir. Özellikle ilaç tedavisi alan bireylerde yeterli su içmek oldukça önemlidir. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması idrar, ter gibi sıvının vücuttan atılımı ile olmaktadır. Ayrıca fiziksel olarak aktif olmak beden ve zihin sağlığının destekleyicisidir.

 

"LÜTFEN DİKKAT! Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz." 

 

Etiketler
Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapınız. Üye değilseniz lütfen kaydolunuz.